Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çeviri | Kirill Novikov - Mutlu Kölelik Adına Mücadele

90 yıl önce (orijinal yazının tarihine göre) ABD’de “Hammer’in Dagenhart’a karşı” mahkeme davası sonlanmıştı. Davanın sonucu, ülkenin ilk federal yasasının, yani tesislerde çocuk iş gücünün kullanımını yasaklayan yasanın iptali olmuştu. İlginç olan ise bu yasanın iptaline öncülük edenin sömürgen bir burjuva değil, oğullarının fabrikalarda çalışmasını isteyen sıradan bir Amerikan vatandaşı olmasıydı. Çocuk işçi sömürüsü ile ilgili mücadele, git gel yapan kazanımlarla yaklaşık 200 senedir sürmekte. Fakat bu sorunun kökünü sadece sanayi devrimini yaşayan ülkeler kurutabilmiştir.      İşgücü Rezervleri Bir zamanlar, zor şartlar altında çalışarak geçen çocukluk hikayeleri, her seviyedeki Sovyet liderlerinin biyografisinin ayrılmaz bir parçasıydı. Eğer geleceğin sorumlu çalışanı çocukken ördeklere bakmamış veya geç saatlere kadar makinaların başında durmamışsa bu, ona yönelik burjuva şüphesi yaratırdı; dolayısıyla böyle bir durum olmasa da buna yönelik kurgular yapılırdı. Çoc...

Herkese Ait Bir Tutku: Futbol

  Geçtiğimiz hafta, futbol ile ilgilenen herkesin bir köşesinden tartıştığı bir konu gündeme geldi: Avrupa Süper Ligi. Bu fikir geniş ve uzun bir arka plana sahip olmakla birlikte bir gece ansızın kaleme alınan bir metin ile on iki futbol kulübünün imzasını taşıyarak resmi kanallarca deklare edildi. Bu on iki Avrupalı takım, elbette “sıradan” takımlar değil, Avrupa’nın en zengin on iki takımıydı. Meşruiyet zeminleri ise özellikle pandemi ile derinleşen ekonomik buhran kıskacında pastadan istedikleri payı alamamaktı. Öncü kulüplerden Real Madrid’in başkanı Perez’in dile getirdiği gibi onlar futbolun her şeyiydi ve onlar yoksa futbol da yoktu. Pandemi onları yok olmaya mahkum etmişti ve bu girişim ile birlikte futbol yeniden hak ettiği yerlere gelecekti. Peki gerçekten böyle olacak mıydı? Böyle olmadığı, bu on iki kulübün taraftarlarının; sporcularının; teknik heyet ve camialarındaki önemli isimlerinin büyük çoğunluğunun yaptığı açıklamalar ile kendini gösterdi. Sadece bununla da s...

Çeviri | Barbara Lippert - BREXIT SONRASI AB: GENİŞLEME VE DERİNLEŞME KONUSUNDA YENİLENEN TARTIŞMALAR

Birleşik Krallık'ın ayrılması ve bağımsız bir İskoçya'nın üyelik arayışı beklentisi, Avrupa Birliği'nin gelecekteki büyüklüğü, coğrafyası ve  yönetim biçimi  ile ilgili temel soruları gündeme getiriyor.   Almanya'nın Avrupa politikasına ,  genişleme ve derinleşmenin aynı madalyonun iki yüzü olduğu  geleneksel  fikri yön veriyor.   Gerçekte, bütünleşme  konusundaki ilerleme hiçbir zaman (doğu) genişlemesinin hızına yetişememiştir.   2009 Lizbon Antlaşması'na giden yol zordu ve başarısızlık  kuruntusu  özellikle anlaşmalarda oybirliğiyle değişiklik yapılmasını gerektiren daha derin reformlarla ilgili her türlü tartışmanın peşini bırakmıyor.   İskoç sorunu - yalnızca 28'inci yeni üyeye değil, aynı zamanda bir AB-34'e hazırlanmak için ,  genişleme politikasını harekete geçirme ve iç reformları teşvik etme potansiyeline sahiptir . AB, kendisini Avrupa devletlerinden oluşan açık bir topluluk olarak tanımlar ve antlaşmaları ...

Çeviri | Tecavüz, Cinsel Şiddet ve Kapitalizm (I)*

       1991’in sonlarına doğru Victoria Üniversitesi kampüslerinde, daha güvenli alanlar yaratması için üniversite yönetimine baskı yapan öğrenciler tarafından düzenlenen kampanyalarda “Cinsel şiddete sessiz kalmayın!” sloganı sık sık duyulur olmuştu. Melbourne’de her sene yapılan Geceyi Geri Al yürüyüşleri, yılın en büyük ve en canlı eylemi olur. Gece kulübündeki bir tecavüz üzerine ya da cinsiyetçi bir yargıcın, fuhuş yaptırılan kadının “namuslu” bir kadına göre tecavüzden daha az acı duyduğunu ifade etmesi üzerine hemen yüzlerce kişi gazetelere bildiriler yollayarak ve sokak yürüyüşleri düzenleyerek protestoya başlar. Queensland Üniversitesi’nde büyüyen park etme kampanyası, güvenlik sorununu gündeme getirdi. Hükümete, en azından kadına yönelik şiddet konusunu ciddiye alıyor gibi görünmesi, cinsel şiddet karşıtı televizyon reklamları yayınlaması 1 ve hatta sığınma evlerini maddi olarak desteklemesi için baskı yapıldı. 1980’ler boyunca hükümet, güvenlik güçleri ...

Çeviri | Peter Isackson - Servet Eşitsizliği Sağlık Eşitsizliğini Doğurur

Pandemi söz konusu olunca saldırganlığın bazı türleri diğerlerine nazaran daha iyidir Geçtiğimiz Aralık ayında bir AP makalesinde Maria Cheng ve Aniruddha Ghosal, ortaya çıkan aşıların COVID-19 pandemisinin kesin düşüşünü tetikleme kapasitesine ilişkin resmi iyimserliğine rağmen, koronavirüs aşısının zengin ülkeler ile geri kalanı arasında adil bir şekilde paylaşılacağına dair ihtimallerin hızla kaybolduğunu öne sürdü. Korkuları doğrulandı demek. Öbür tarafta, The New York Times’taki Natasha Frost zaten bir yıl süren küresel pandeminin uzatılmasının olası feci sonuçlarını aklında bulundurarak servet eşitsizliğinin aşı eşitsizliğine nasıl yol açtığını bildiriyor. Kendisi mevcut duruma müsaade eden çeşitli siyasi yapıları suçluyor. “Böyle olmamalıydı” diye yazıyor. “Batılı hükümetler küresel sağlık görevlilerinin, şirketleri aşı tariflerini yayınlamaya, bilgilerini paylaşmaya ve üretimi hızlandırmaya ve böylece daha geniş aşı erişimine yol açabilecek nadiren kullanılan agresif güçleri ku...