Ulus devletin revaçta olduğu 19. yüzyılın mevcut konjonktüründe ortaya çıkan ve bir dereceye kadar sosyalizm çatısı altında bir araya getirebileceğimiz iki farklı öğretinin, yani anarşizm ve komünizm ideolojilerinin öncüleri olan Mihail Bakunin ve Karl Marx arasında uzun süre devam eden mücadele her ne kadar tarafların kişisel özellikleri arasındaki farklılıklar üzerinden anlatılmaya çalışılsa da, bu çekişme kurumsal düzlemde kendilerine destekçi bulmayı başaran iki radikal öğreti arasında ideal toplum inşasına yönelik farklı bakış açıları arasındaki uyuşmazlık sonucunda ortaya çıkmıştır. Mikhail Bakunin ve Karl Marx’ın ilk karşılaşması, Alman felsefeci ve politika yazarı Arnold Ruge’ın 1844 yılında Paris’te düzenlediği bir toplantı aracılığıyla mümkün olmuştur. Karl Marx, 1845 yılında Paris’ten sürgün edildikten sonra Brüksel’i uluslararası komünist hareketin merkezi haline getirmiştir. Tarafların ikinci kez karşılaşması da bu döneme tesadüf etmiştir. 1840’lı yıllar Avrup...
küçük harflerle sosyal bilimler