Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Seks İşçiliğini Tartışmak

         Kadın doğurganlığı ve cinselliğinin kontrol edilmeye başlaması, özel mülkiyetin ortaya çıktığı ana denk düşer. “Damızlık” olarak konumlandırılan kadın ev içine mahkum edilmiş, tek-eşli aile kurumu da yaşamının sınırlarını belirlemiştir. Kadın cinselliği denetlenirken, erkeğin cinselliği serbesttir. “ Erkek, doğası ona cinsiyetini fark ettirdiği anda, bu doğayı tatmin edebiliyor; fakat bir kızın doğası, ahlakçılarımıza göre kesinkes saklanmalı ve bastırılmalıdır.” (Goldman, 2006:61)      Öyle ki, erkeğin “cinsellik gereksinimini” karşılamak üzere aile dışında bir kurum geliştirilmiştir. Fahişelik, orospuluk, fuhuş, seks işçiliği... Hangi kavramın kullanılması gerektiği çokça tartışmalı, fakat basitçe para karşılığı cinsel hizmet verilen sektör anlamında kullanılıyor. Elbette bu basit tanımlama, patriyarkal kökenlerini görünmez kılıyor. Fuhuş ortaya çıkışı, yaygınlaşması ve uluslararasılaşması itibariyle tarihsel sürekliliği içe...

Paris İklim Antlaşması'nın 5. Yılında: Hangi 2050 Hedefleri

  Paris İklim Antlaşması’nın imzalanmasının üzerinden tam olarak 5 yıl geçti. 8 Aralık 2015’te imzaya açılan antlaşma, büyük umutlar yaratmıştı. Nihai olarak küresel sıcaklık artışını 1,5 derecelik bir artışa sabitlemeyi hedefleyen antlaşma, kısa sürede ise umutları boşa çıkardı. İklim değişikliği konusunda çoğu devletin ve organizasyonun atıl kaldığı bir durum söz konusu. Ancak yine de Avrupa Birliği ve onun Yeşil Düzeni, ABD’nin seçilmiş-başkanı ve çevre konusunda bilindik senatörler, Kanadalı karar-vericiler, Okyanusyalı politikacılar ve daha birçoğu, yani iklim değişikliği konusunda toplumsal-siyasal bir baskıyla karşı karşıya kalan herkes “bilimi dinlemek” çağrısı yapıyor ve 2050 hedeflerini önüne koyuyor. Peki, hem bilimi dinleyip hem de 2050-net-sıfır-emisyon çağrısı yapmak ne kadar anlamlı? Son iklim modeli tahminlerine göre sanayi döneminden başlamakla birlikte 1,5 derecelik sıcaklık artışına beş ila yedi yıl içerisinde ulaşılacağı söyleniyor. Zaten mevcut durumda dahi 1,2...

Szabolcs Panyi - Yolsuzluk Orban’ın Güvenilirliğini Sallayamadı; Seks Skandalı Belki Sallar

Giderek daha baskıcı ve yozlaşmış hükümet etrafında dikkatlice inşa edilen aile odaklı ve muhafazakar bir imajı tehlikeye atabildiği için son günlerde Macaristan’daki Fidesz’i saran seks ve uyuşturucu skandalı öncekilerden çok farklıdır. Bu hafta polis, iktidardaki bir siyasetçiyi yolsuzluk nedeniyle tutukladığında -ki bugünlerdeki Başbakan Viktor Orban’ın Macaristan’ında şaşılacak kadar nadir görülen bir olay bu- gazeteciler ve okuyucular çok az ilgi gösterdi. Dışişleri Bakan Yardımcısı geri ödemesiz tarım hibesini ayarlama karşılığında yararlanıcı şirkette %5’lik bir pay alarak rüşvet kabul etmekle suçlanıyor. Bu tam olarak Macaristan’ın yıllardır içinde bulunduğu sistemik yolsuzluğunun bir örneğidir- ve bu sefer polisin kanıtları ve sağlam eylemi ayrıca mevcuttur. Buna rağmen, Macar halkı bu hafta farklı bir polis baskını hikayesi ile çok daha meşguldür. Başbakan Viktor Orban’ın en yakın sırdaşları ve Fidesz partisinin ilk kurucuları olan sözde ‘yurt adamlarından’ biri olan Jozs...

Çeviri | Karen Capslerini Özgürce Kullanın Fakat Siyaseten Haklıymış Gibi Davranmayın

Karen hakkında yazmak istemiyordum çünkü Karen umurumda değildi. Fakat Karen hakkında konuşmadan duramayacaksınız o yüzden artık yazmak zorundayım. Garip bir şekilde, onun sadece şaka değil siyasi olarak da doğru olduğunu iddia edenler tarafından politize edilene kadar Karen, görmezden geli niyordu ve hatta gülünç bulunuyordu , ve bu capslere (meme) olumsuz tepki veren kadınlar da yine Karen oluyordu... İnternetteki toplumsal adalet savaşçılarının (SJW) sevdiği münasip korkuluk lardan (strawmen) ziyade Twitter’da etkileşim (retweet) alan gerçeklerle başlayalım : - Kimse bir kadına “Karen” demenin “n-kelimesi kadar kötü” (n-word) olduğunu söylemiyor. (Yüzlerce kişinin esprileri anladığını iddia e ttiği ve tüm gününü şaka kaldıramayanlar la dalga geçerek geçiren bir parodi hesabı dışında, ciddiye alınmış görünüyor ) - Kimse “Karen” olarak tanımlanmanın şiddet olduğunu söylemiyor. -Kimse resm en “Karen"ı hakaret olarak sınıflandırmak” için uğraşmıyor. -Konuşacak bir...

İSPANYA İÇ SAVAŞI 1936-1939

Savaş, Cumhuriyet’e karşı bir askerî ayaklanma Devletin ve cumhuriyet hükümetinin düzeni koruma yeteneğini tahrip ettiği için başladı (Casanova, 2015). İspanya’da Temmuz 1936’da başlayan iç savaşa Avrupa’da karşılaşılan bir anomali demek çok da mantıklı olmayacaktır. Çünkü o yıllarda Avrupa’nın neredeyse tamamı çatışmalar yaşamıştı ve bunları barışçı yollardan çözmediler. Bu iç savaşın İspanya tarihi açısından bir dönüm noktasıdır. 1939 sonrası süreç Franco’nun ölümüne kadar Avrupa’da bir istisna oluşturacaktır. 20. yüzyılın başında İspanya kuvvetten düşmüş bir ülkeydi (Casanova, 2015). XIII. Alfonso’nun tahta oturuşu ile beraber yeni bir dönem başlayacaktı. Gücünü kaybetmiş olan İspanya’da monarşi çatırdamaya başlamış ve demokratikleşme adımları atılmaya başlanmıştı. XIII. Alfonso tahta çıktığında İspanya’daki siyasal sistem Restorasyon olarak biliniyordu. Bu dönemde XIII. Alfonso ve s...